Hiçbir sanatçı senin kadar sevilmedi bu topraklarda…
Konya'da ikamet eden Eskil Bayramdüğünlü Mevlüt Keskin, sanatçı Ferdi Tayfur'a olan sevgisini satırlara döktü. Sanatçı'nın cenaze namazına İstanbul'a giden Keskin, ona olan hayranlığını şöyle yazdı;
Hiçbir sanatçı senin kadar sevilmedi bu topraklarda…
Küçük yaşlarda babasını kaybetmesi, üvey babanın yanında geçen çocukluğu, ırgatlık, garsonluk derken çilelerle yoğrulan yılların ardından gelen şöhret…
Bir seferinde “Ağlamalıklı türkü söylüyorsun” denildiğinde, “Ne yani 5 yaşında babasını kaybedip hayatın çileleriyle yoğrulan birisi başka nasıl türkü söyleyebilir ki!” demişti.
Onun bu kavrukluğu şarkılarına satır satır hece hece işlenmiş sanki….
Ekranın, mikrofonun bir büyüsü bu!
Senin samimiyetin, içtenliğin şarkılarına, beden diline; ardından da insanların kalbine yansıyor sanki!
Çocukluğumda başlayan Ferdi sevgisi hep sürdü gitti.
O dönemde meşhur şarkısıydı “Çeşme”
Ferdi Tayfur, banlı olduğu için o zaman yayıncılığı tekel olarak elinde bulunduran TRT ekranlarında görmek mümkün değildi.
O halde kendi adıma yapılacak iş; bir teyp alıp onun kasetlerini doyasıya dinlemekti.
Lisede 80 mark para biriktirdim. Teyp alacağım küçük olsun benim olsun! Ancak para çalınınca hevesim bir başka bahara kalmıştı!
Daha sonra imdadıma Alparslan Abim yetişti.
Aldığı Fuji marka (hem de çift çalar) teybe bazen evin içi yetmez mahalleye canlı yayın yapardım!
Abim teyibi almaya almıştı ama onu aldığına bin pişman etmiştim. Sanki ders çalışılırken, müzik dinlenilmez tezini çürütmekti görevim. Bir yandan Ferdi’nin şarkılarını dinler bir yandan ders çalışırdık. Şu anda Bursa’da avukat olan halamın torunu Mehmet Noyan’la Ferdi eşliğinde uygulamalı ders çalışırdık. Akabinde ikimizde yüzde 1’lik dilimle üniversite sınavında başarı göstermiştik.
O İstanbul Hukuk’a…
Ben Selçuk İletişim’e…
O şarkılar bize hayat veriyordu adeta.
Ne zaman uykumuz geldi, sıkıldık aç bakalım bi acılı arabesk der adeta enerji yüklerdik vücudumuza.
Bizim vitamini kaynağımızdı o şarkılar.
Gördüğüm başka bir husus bağrı yanık annelerin türküsüydü onunkiler…
Akrabamız rahmetli İsmet Muhtar’ın oğlu Zeki genç yaşta bir kaza neticesinde hayatını kaybetmişti.
Rahmetli nenesi Satı Yenge’nin baştacıydı Ferdi Tayfur…
Çünkü Zekisi’nin en çok sevdiği sanatçıydı o.
Zübeyde ablamın Eskil’den Konya’ya gelin olmasıyla birlikte annemin özlem türküsüydü “Geçmiyor günüm sensiz geçmiyor” sözlerini içeren “Bir mucize yarat’ı”
Her şarkısı farklı bir dünyaya alıp gider sanki…
Geçtiğimiz cumartesi günü İstanbul’da dayımın oğlu Cafer ile birlikte son yolculuğuna uğurladık Ferdi Baba’yı...
Tam da yağmur yağarken ve o şarkı sözünde olduğu gibi sağnaklar misali yağıp gönlüm(üz)e...
Aşağıda Ferdi Tayfur’un şarkı sözlerinden oluşan son yolculuğuna ilişkin duygularımı ifade ettim...
“Huzurum kalmadı” dediği fani dünyada…
“Yıldızlar da kayar” misali “batan güneş”ti o.
O sesizce gidişin...
Bu gidiş nereye veda etmeden?
Demek karar verdin ayrılacaksın?
Sahi sevenlerini terk etmenin zamanı mıydı?
O acı haberle
Tüm sevenlerinin aklına o içten sözlerin geldi...
İçimde öyle bir volkan kaynıyor....
Yakıyor yakıyor kavruluyorum.
Ben şimdi sensiz kaldım
Bağrıma taş basacağım.
O son yürüyüşünde seni yalnız bırakamazdık...
Ve senin için...
Boz bulanık seller gibi...
Yağmur demem, çamur demem
Düştüm çaresiz gurbetin (İstanbul’un) yollarına...
O cenaze namazında yağan yağmur...
Kaldır üstümdeki kara bulutları kaldır,
Zaten benim gözyaşlarım,
Yağmur olmuş ıslanmışım ancak yağacak yağmur bulutlardan kopup gelmişti...
Sağnaklar misali yağıp gönlüm(üz)e yağmurlu bir gündü gittin o gidiş!
Ve
Güneş batarken toprakta buluşman...
Akşam güneşi aşıyor
Yine dertlerim başlıyor
Ufuktaki kızıl gurur
Yüreğimi ateşliyor.
Ve bırakıp sen gittin
Yaşlı gözlerle bırakma beni
Hasretin acı yok ilacı
Dinmiyor kalbimde kalbim(iz)de sancı...
Mekanın cennet olsun Ferdi Baba.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.